Páginas

martes, 10 de febrero de 2015

Rojava 'nın Sesi Radyosu 'nun DK Savaşçılarıyla Yaptığı Röportaj...





Rojava 'nın Sesi Radyosu 'nun Rojava topraklarında bulunan Devrimci Karargâh savaşçılarıyla yaptığı röportaj...


Rojava 'nın Sesi: Kendinizi tanıtır mısınız?


DK Savaşçısı: Biz, Leninci marksizmi pusula edinen savaşkan sosyalizmde ısrarcı olan, devrimci savaş perspektifinde hareket eden Devrimci Karargâh örgütünün savaşçıları olarak Rojava 'da bulunuyoruz. Ancak örgütümüz bu topraklara çok da yabancı değil.

İlk kuruluş ve inşa dönemlerini Medya Savunma alanlarında gerçekleştirdi. İdeolojik, politik, örgütsel ve askeri hazırlıklarını tamamladıktan sonra kuruluşunu İstanbul 'da bulunan 1. Orduya havan eylemini gerçekleştirerek deklere etmişti.  Örgütümüz bu eylemiyle kendini duyurmuş oldu.

Örgütümüz kurulduğu yıldan beri ısrarla vurguladığı temel meselelerden bir tanesi de Ortadoğu devrimciliği idi. Emperyalizmin geleceğe dair hesapları ve planlamaları Ortadoğu üzerineydi. Dolayısıyla dünyanın gündemi de Ortadoğu 'laşmıştı. Bu tespiti yapan örgütümüz tespitten öteye geçerek, politik ve pratik devrimci konumunu Ortadoğu üzerine kurdu. Örgütümüzün bu tespit ve konumlanışının ne kadar doğru ve haklı olduğunu bugünkü tabloya baktığımızda çok daha net görebiliyoruz.



Rojava 'nın Sesi: Türkiye devriminin öncü örgütü olduğunuzu söylüyorsunuz. Neden Rojava 'dasınız?


DK Savaşçısı: Öncelikle şunu belirtmekte fayda var. Örgütümüz bir dönem Türkiye devrimci hareketi ile Kürt Özgürlük hareketinin arasında açılan mesafeleri kapatmakta ısrarcı oldu. Ki bu konuda attığı mütevazı adımların bu mesafenin kapatılmasında rol oynadığını söyleyebiliriz. Aynı zamanda hareketimiz Türkiye ve Kürdistan devrimlerinin kan kardeşliği mücadelesini savunan bir perspektife sahip.

Bu minvalde değerlendirildiğinde örgütümüzün neden burada olduğu sorusuna daha net cevap vermiş olacağız. Biz burada oluşumuzu enternasyonal dayanışmanın ötesinde, siper yoldaşlığı gereği buradayız. Siper yoldaşlarımızla mevzilerde omuz omuza savaşmak ve Rojava topraklarında bulunan çeteleri temizlemek için buradayız. Aynı zamanda Ortadoğu 'da gerçeklesen Rojava devriminin ezilen halklara eşitlik, adalet ve özgürce yaşayacakları bir düzen getireceğini iyi biliyoruz.

Dolayısıyla bu devrimden hem egemen güçler hem de yerel gerici güçler rahatsız. Ve en çok da TC devleti yani AKP-RTE devleti rahatsız. DAİŞ çetesinin en büyük destekçisinin, yakalanan silah dolusu tırlardan ve çetelere verilen tanklardan ve aynı zaman da yaralanan çetelerin Türkiye 'deki hastanelerde tedavi ettirildiğinden dolayı iyi biliyoruz. Bundan dolayı Rojava 'da bulunmamız ve çetelere karşı mücadele etmemiz TC. Devletine karşı da verilen bir mücadeledir.

Rojava 'da bulunmamız TC 'nin Ortadoğu politikalarının boşa çıkarılmasında rol oynadığını da düşünüyoruz.  Ayrıca şunu da belirtmek istiyoruz. Rojava topraklarında oluşumuz geçici bir süreç. Rojava toprakları çetelerden temizlenip ve devrim güvenli hale geldiğinde burada olmayacağız. Çünkü biz kendimizi Türkiye devriminin temel gücü olarak görüyoruz, Kürdistan devriminin değil. Kürdistan zaten öncü ve savaş örgütüne sahip. Dolayısıyla ikincisine ya da taklitçisine ihtiyaç olduğunu düşünmüyoruz.




Rojava 'nın Sesi: Rojava devrimiyle birlikte uluslararası destek ve dayanışma gerçekleşti. Dayanışmayı nasıl değerlendiriyor ve yeterli buluyor musunuz?


DK Savaşçısı: Rojava devrimin ilk dönemlerinde aslında istenilen düzeyde destek ve dayanışma gösterilemedi. Aslında bu durum biraz da Rojava devriminin yankısının tam anlamıyla duyurulamamasından kaynaklı oldu. Özellikle ilk dönemlerde Türkiye 'deki Sosyalist hareketlerin destek ve dayanışmaları basın açıklaması, panel ve insani yardımın ötesine geçemedi. Fakat bu durum enternasyonalizmin ölçüsü için bile yeterli bir durum değildi.

Fakat Kobané 'nin çeteler tarafından işgal edilmesiyle birlikte, YPG-YPJ 'nin çetelere karşı direnişi hem Türkiye 'de hem de dünyada geniş yankı buldu. Dünya ezilen sömürülen, zulüm altındaki tüm halklar heyecanlandı, dayanışmada bulundu. Düşünün Afganistan 'daki burkalı kadınlar dahi Kobani için gösteriler düzenledi. Dünya Sol Sosyalist hareketin uzun zamandır böylesi ortak bir ruh ve ortak bir duruşu olmamıştı.

Bu uluslararası dayanışmaya kimileri fiili olarak buraya gelerek savaşın içinde yer alarak gösterdi, kimileri ise bulundukları alanlarda bunu yükseltti. Şimdi temel görev bu direnisin yarattığı ruh, coşku, havayı herkesin ülkesine, bulunduğu alana taşıması ve orada mücadeleyi ileriye sıçratmada bir perspektife dönüştürmesidir.

Türkiye Sosyalist hareketinde aynı şekilde fiili direnişe katılan siper yoldaşlığını örenler oldu. Yaralanan şehit düşen siper yoldaşlarımız oldu. Bunun yanı sıra bireylerin kendi başlarına almış olduğu kararla Kobani’ye savaşmaya geçenler oldu. Ki doğru olanda budur zaten örgütsüz olmak ya da örgütünün yanlış duruşu karşısında devrimci sorumluluk, duyarlılığın en güzel örneği oldular. Bundan dolayı ilk dönemler savaşçı olarak Rojava’da bulunmayan örgütler daha sonra savaşçı pozisyonunda bulunmaya ve dayanışma içerisinde bulundular.



Rojava 'nın Sesi: Kobané düştü düşecek diyenler oldu. Fakat Kobané direnişi zaferle sonuçlandı. Bundan sonraki süreçte Kobané zaferinin yansıması nasıl olacak ?


DK Savaşçısı: Değerlendirmemize başlamadan önce belirtelim ki, Kobané düştü düşecek diyenlere inat, Kobané direnişinin başladığı günden bugüne kadar başta bakur ve Anadolu halkları olmak üzere 6-7 Ekim serhıldanlarını gerçekleştirenlere ve Kobané 'de savaşan siper yoldaşlarımızı kutluyoruz. Kobané zaferi herkesin ve her kesimin ortak mücadeleleri sonucunda zafere ulaşmıştır.

Kobané 'de çetelere karşı verilen direniş de artık sözlerin anlamını yitirdiği bir milada dönüştü. Nasıl ki geçmişte Stalingrad 'da ve Vietnam 'da verilen direnişler dünya gündemini ve dünyada ki toplumsal hareketleri etkilediyse bugün de Kobani direnişi toplumsal hareketlere ve ezilen halklara umut oldu. O yüzden Kobané 'nin düşme[me]si[nden] ve kanton sisteminden en çok da egemen kliklerin rahatsız olduğunu söyleyebiliriz.

Özellikle AKP 'nin [bir] taraftan Kürt sorununun çözümü " barış " demagojisiyle kamuoyunu oyalarken diğer taraftan uluslararası platformlarda DAİŞ 'e olan desteğini açık açık sunup, desteğini çekme şartı olarak Rojava 'da ki kanton sisteminin lav edilmesi şartını dayattıklarını Kürt kurmaylarından biliyoruz.  Kobané direnişinin zaferle sonuçlanmasının yansımalarının Anadolu 'nun metropol kentlerine mutlaka yansıması olacaktır.

Sınıf hareketinin düşük olduğu bir momentte Kobané zaferinden sonra Birleşik Metal İş sendikasına bağlı işçilerin 15 fabrikada grev kararı alması hiç de tesadüf değildir. Gezi momentinde yakalanan dalgayı bir adım öteye sıçratamadığımız için zamanla sönümlendi. Fakat Kobané direnişi biz Türkiyeli devrimcilere yeni bir momentin yakalanmasında muazzam fırsatlar sunuyor.

Diğer taraftan Sabri Ok 'un açıklamalarını da değerlendirdiğimizde bakurda yeni bir devrimci hamle hazırlığının yansımalarını da görmüş olacağız. Bundan dolayı Kobané direnişinin siyasal ve toplumsal yansımalarını değerlendirmek ve bunu devrime kanalize etmek açısından örgütümüz tüm çabayı ve emeği gösterecektir.



Rojava 'nın Sesi: Son olarak eklemek istediğiniz bir şey var mı?


DK Savaşçısı: Türkiye 'deki siyasal gündemi olanaklar el verdiğince takip etmeye çalışıyoruz. Son dönemde mecliste ve gündemde sıkça tartışılan " iç güvenlik paketi " var.  AKP-RTE devletinin sonunun yaklaştığını kendisi gibi biz de çok iyi biliyoruz. İktidarını sağlamlaştırması, koruması ve toplumsal gösterileri sindirmek ve bastırmak için bu yasanın çıktığını, toplumsal olaylarda yaşanacak ölümlerin kılıfının hazırlanması için yasanın çıkarıldığını görmemek mümkün değil.

Buradan kamuoyuna çağrımız var. Bu yasayı tanımayın, geri adım atmayın. Bu devlet meşru bir devlet değildir. Bu devlete karşı her türlü gösteri ve eylem yapma ve devlet şiddetine karşı her türlü devrimci şiddet meşrudur.

Son olarak söyleyeceğimiz devrimci-demokrat kamuoyunun; faşist oligarşik devlete karşı, öz savunma güçlerini kurmaya ve demokratik alanda yer alan kadroların askeri alanlarda yer alarak militanlaşmaya ve Devrimci Karargâh saflarında Devrim ve Sosyalizm mücadelesini büyütmeye davet ediyoruz.

Serkeftin...

07.02.2015



DC 'den Alıntı...

No hay comentarios.:

Publicar un comentario