Páginas

domingo, 1 de septiembre de 2013

Eylül 'de Yarım Kalan Bir Şarkıdır VİCTOR JARA    


Victor Lidio Jara Martinez 23 Eylül 1932 yılında Santiago'nun dışındaki küçük bir köy olan Loquen'de yoksul bir köylü çocuğu olarak dünyaya gelir. Birçok ailede olduğu gibi babası alkol problemleri çekmekte ve annesine şiddet uygulamaktaydı. Victor Jara daha küçük bir çocukken babası evi terk eder. Annesi kendisinin ve oğlunun geçimini sağlayabilmek için her işi yapmaya başlar. Hayatını oğluna adayan annesi Victor Jara’nın hayatında çok önemli bir parçadır. Oğluna bakabilmek için şarkı söyleyip, gitar çalmış ve Şili halk müziğini oğluna öğretmiştir. Annesiyle beraber geçirdiği zamanın müzik hayatına adım atmasında, müziği sevmesinde çok önemli etkileri olmuş ve bütün hayatını da etkilemiştir.


Annesi öldükten sonra muhasebe eğitimini yarım bırakan Jara, İlahiyat okuluna gitmeye karar verir. Burada kilise korosuna katılır ve müzik bilgisini artırmaya başlar. İlahiyat okulunu bitiren Jara, dine olan inancını kaybeder ve işsiz olarak Köyü Lonquén'e döner. Okulun bitmesiyle birlikte geçimini sağlayabilmek için küçük işlerde çalışmaya başlayan Jara, kısa bir süre sonra askere gider. Askerliği bitirdikten sonra Şili Üniversitesi'nde ( Universidad de Chile ) Tiyatro Okulu'na girer ve burada gösterdiği başarı ile oyunlar yönetmeye başlar. Bu dönemde Şili Üniversitesi korosuna da gitmeye başlar. Şarkıcı, Santiago'da küçük bir cafe sahibi ve geleneksel Şili folk müziği hayranı olan Violetta Parra ile tanışır. Parra 'nın cafesinde çalışmaya ve şarkı söylemeye başlar.


İlerleyen yıllarda Şili politik dünyası ile daha fazla ilgilenmeye başlar. 1966 yılında ilk albümü çıkartır. Takip eden yıllarda tiyatroda yönetmen olarak çalışır, ancak şarkılarına ve politik işlerine daha fazla zaman harcamaya başlayan Jara, 1970 yılında tiyatroyu terk eder ve tamamen müziğe yoğunlaşır. Jara'nın şarkıları fakir-zengin bir arada yaşayan bir toplumda, sıradan insanlara yaşamlarını ve problemlerini gösterir. Vatanına olan büyük sevgisi sebebiyle, birçok şarkısı haksızlıklara ve politik skandallara saldırır. Victor Jara Güney Amerika'da ( Nueva canción ) yeni şarkı akımının en önemli temsilcilerinden biri olarak kabul edilir. Bu Güney Amerika’da birçok sanatçı ve aydının katıldığı, devrimci bir harekettir. Victor Jara'nın politik fikirleri, parçalarında önemli bir yer tutar. Birçok protest şarkıcı gibi komünist ve partisinde sanatçı bölümünün yöneticisidir.


Victor Jara, diğer şarkıcılarla birlikte Salvador Allende ve sol partilerin birleştiği bir hareket olan ( Unidad Popular ) Halkın Birliği yararına birçok konser verir. 11 Eylül 1973′de Augusto Pinochet'nin gerçekleştirdiği darbe sırasında, Victor Jara Teknik Üniversite'deki işi başında tutuklanır ve birçok yoldaşı gibi ( Estadio de Chile ) Şili stadyumuna götürülür ve ağır işkence görür. Şili stadyumunda tutsaklar ağır işkencelere maruz kalır, katledilir ve stadyum Cuntacılar tarafından kan gölüne çevrilir. Victor Jara, ağır işkence altındayken bile gitarıyla ( Unidad Popular ) Halkın Birliğinin ünlü şarkısı ( Kazanacağız ) Venceremos'u mırıldanmaya başlar. Ve işkence altındaki tutsaklar Victor Jara'ya, eşlik etmeye başlar. Bu durum Cuntacıları korkuya sevk eder. Korkuya kapılan Pinochet'in işkenceci Albay'ı Mario Manriguez Bravo kızar ve havaya ateş açılması emrini verir. Havaya açılan ateş tutsakların dilindeki Venceremos'u, o güzel şarkıyı, marşı durdurmaya yetmez. Ateş kesildikten sonra, Albay Mario Manriguez Bravo emrindeki askerlere, Bana o şarkıyı söyleyeni bulun ve yanıma getirin der.


Victor Jara 'yı bulan askerler onu Albay Mario Manriguez Bravo'nun yanına götürürler. Albay bir daha gitar çalamaması için bütün parmaklarının kırılması emrini verir ve vahşice dövülen Jara'nın bütün parmakları kırılır. Ancak Jara'nın dilinde hala ( Kazanacağız ) Venceremos şarkısı vardır. Bu durum cuntacıları daha da kızdırır ve Jara, makinalı tüfekle öldürülür. Cesedini Santiago Mezarlığı yakınında bulurlar. Karısı Onu onurlu bir şekilde defnettikten sonra Şili'yi terk eder.


Bir Tanığın Dilinden Victor Jara'nın Son Anları...


Şili'deki Pravda muhabiri Vladimir Çernisev, Jara'nın son anlarını şöyle anlatıyor; Victor Jara dudaklarında şarkıyla öldü. Onu yanından hiç ayırmadığı refakatçisiyle, gitarıyla birlikte stadyuma getirdiler. Ve şarkı söylemeye başladı. Öbür tutuklular, gardiyanların ateş açma tehdidine rağmen melodiye eşlik etmeye başladılar. Sonra bir subayın emri ile askerler Victor'un ellerini kırdılar. Artık gitar çalmıyordu, ama zayıf bir sesle şarkı söylemeyi sürdürdü. Bir dipçikle kafasını parçaladılar ve diğer tutuklulara ibret olsun diye ellerini kesip tribünlerin önüne astılar.


Ne türkü söyleme aşkımdan ne de sesimi
Dinletmek için değil bunca türkü söylemem.
Benim namuslu gitarımın sesi
Hem duygulu hem de haklıdır.
Dünyanın yüreğinden çıkar
Bir güvercin gibi kanatlı
Kutsal su gibi şefkatli,
Okşar gitarım öleni ve yiğidi.
Şarkım amacına kavuşur
Violetta'nın dediği gibi.
Pırıl pırıl coşkulu durmak bilmez
Ve bahar kokan bir isçidir!


Gitarım ne zenginlerin gitarıdır,
Ne de başka bir şeyin.
Şarkım bir yapı iskelesidir
Eriştirir bizi yıldızlara.
Katıksız gerçekleri şarkısında
Söylerken bir insan ölmek pahasına,
Anlamını bulur o şarkı
Damarlarında atarken.

Şarkım ne gelip geçici övgüler düzer
Ne de başkalarına ün katar,
Yoksul ülkemin
Kök salmıştır toprağına.
Orada, her şeyin bittiği
Ve her şeyin başladığı yerde,
Söylerim o her zaman yiğit ve derin
Sonsuza dek yeni olacak şarkıyı.



Hayatı ve müziği ülkesinin aynası olmuş, içinde yaşadığı zamanı ve felsefesini yansıtmıştır. Ancak sadece Şili ile sınırlı kalmamıştır. Onu dinleyenler şarkıları İspanyolca olduğu için anlamamış olsalar da, hissederek ve yaşayarak ne demek istediğini hücrelerine kadar anlamışlardır. Victor Jara güzel sesi ve ezgileri ile bütün ezilen halkların gönlünde kendine yer bulmuştur. Tarih bize gösterdi ki onu katledenler değil, Ağır işkence altında bile dilinden düşürmediği şarkısı Venceremos ( Kazanacağız ) ile Victor Jara Kazandı. Devrimci Mücadelesi ile ses oldu ezilen halklara...